top of page

'Her sesin, kendisini ve bir başkasını güncellemek için 'bir diğerini' provoke ettiği kolektif bir eylemsellik'
Fırat Yusuf Yılmaz

_frezee_magazine, Kendi yarattıkları sorunları sanatçıların çözmelerini isterken sanat kur

@frezee_magazine, Kendi yarattıkları sorunları sanatçıların çözmelerini isterken sanat kurumları

Andrea Fraser, Müzenin öne çıkanları_ sergileme alanında geçen bir konuşma, 1989.jpg

Andrea Fraser, Müzenin öne çıkanları: sergileme alanında geçen bir konuşma, 1989

Sanat kurumlarının sanatçılara olan genel yaklaşımıyla ilgili neler söylemek istersin? Eksik bulduğunuz, geliştirilebileceğini düşündüğünüz şeyler var mı?

Sanat kurumları kağıt üzerinde sanatçıların yaşamını devam ettirebilmesini mümkün kılmak, sanat pratiklerini geliştirmelerine olanak sağlamak ve izleyiciye açılmaları konusunda onlara yardımcı olmak üzere sorumluluk alan yapılar fakat gözlemlediğimiz senaryo tam olarak bu şekilde değil. Kariyer geliştirme ofisi ve kısa vadeli görünürlük merkezleri olarak kullanılan sanat kurumları, sanatçıların uzun vadeli sistematik ihtiyaçlarını karşılamak ve başka sanatçılara alan açmak için kapasitelerini geliştirmek yerine kısa vadeli kazançları hedefliyor. Bu senaryoda da yeni sanat pratiklerine ve başka sanatçılara alan açmalarına yarayacak bir görüş geliştiremiyorlar. Geliştirilmesi gereken konular, sanat kurumlarının yeni sanatçılarla temasa geçtikleri bağlamın, yaklaşımın ve bilgi aldıkları kaynakların güncellenmesi olabilir.

2

Kendi deneyimlerinize dayanarak ifade ederseniz, küratör-sergi alanı/sergi alanı-sanatçı-sanat eseri arasındaki denge nasıl kuruluyor?

Küratör, genellikle izleyiciye bir deneyim yaşatmak istediği için sergi alanıyla kurduğu bireysel ilişkiyi hem kamusallaştırmakla yükümlü hem de bireysel deneyimlere izin verecek şekilde mekanı başkalarına her anlamda erişilebilir kılmakla. Sergi alanının temel değerlerine uyumlu olacak şekilde, kendi sergi fikrini başka sanatçıların yardımıyla izleyiciye açtığı bir süreç işliyor aslında. Küratör için saf mekanın anlattıkları ve sergi alanını yürüten yapının anlattıkları arasında bir sarkaç çalışıyor. Sanatçı ise çoğu zaman üretmiş olduğu işin mekanla kurduğu ilişki, sergi alanının anlattıkları ve alanı paylaştığı diğer sanatçılarla olan iletişimi üzerinden oluşan bir dengede ayakta kalmaya çalışıyor. Bu dengede bazen küratörün fikirleri, bazen sanatçıların talepleri, bazen mekanın fiziksel özellikleri, bazen de sergi alanını yürüten kimselerin sesi baskın oluyor. En iyi senaryo, her sesin kendisini ve başkasını güncellemek için bir diğerini provoke ettiği bir orkestra kurmak sanırım.

3

Sanatçılara galerilere ve küratörlere karşı hissettikleri önyargıları için ne söyleyebilirsin?

Küratörler ve galeriler ister istemez seçici pozisyonda gibi görünüyorlar. Kapı bekçisi (gatekeeper) ifadesinin sıklıkla kullanıldığını görüyoruz ve sanatçılar bu tanımı kullanmakta çok haklılar. Sadece bu noktada yeni açılmış veya kar amacı gütmeyen galeriler ve bağımsız küratörler için bir parantez açmak isterim. Karar pozisyonlarının dereceleri var ve sadece küratör veya galeri olmak size sınırsız karar imkanı tanımıyor. Önyargı oluşturmadan önce o kişinin veya oluşumun faillik derecesine ve etki alanına bakmak iyi olabilir.

4

İyi ya da diğerlerinden ayrılan sanat eseri sizin için ne demek?

Değer yargısı belirten ifadeler yerine ‘diğerlerinden ayrılan’ demek çok daha isabetli gerçekten. Diğerleri ifadesini kullanmak hem alanın ilişkisel yapısını gösteriyor, hem yaptıklarımızın başkasını etkileyebileceğine dair bir hassasiyeti ön plana çıkarıyor hem de her seferinde öncesine referans vermeyi bize tekrardan hatırlatıyor. Bir işin diğerlerinden ayrılabilmesi için; sanatçının üretim yaptığı alandaki güncel tartışmalara kulak kabartması (‘bilmesinden’ ayrılacak şekilde), üretim sürecinin öncelikle kendisini dönüştürmüş olması, işin sanatın ne olduğunu yeniden tanımlamaya rekabetçi olmayan bir şekilde aday olması, pratik veya pratik olmayan bir yöntem önerisiyle çıkagelmesi ve üretim sürecine dair gayri ihtiyari bir dokümantasyon niteliğinde olması gerekli bence.

5

Küratör ile sanatçı arasında, sergi öncesi nasıl bir anlaşma sağlanmalıdır? Sergi öncesi ve sonrasında gerçekleşen iletişimler sağlıklı mıdır?

Sergi hazırlığını kapsayacak şekilde sanat emeği barındıran her sürecin yazılı bir kaydı tutulmalı aslında. Anlaşma niteliğine yakın başka yazılı formatlar da var. Bu yüzden anlaşmayı nihai bir çözüm olarak önermek uzlaşı zeminin temellerini tartışmaktan bizi biraz uzaklaştırıyor. Bir yandan da her anlaşmanın hukuki bir bağlayıcılığı olmadığı için sanatçı ile küratör arasındaki süreçlerin sözlü anlaşmalarla devam etmesi maalesef sektör standardı olmuş durumda. Sözlü iletişim, yapısı gereği yanlış anlaşılmalara olanak vermesi, muğlak ifadelerin kullanılabilir olması ve geriye kanıt bırakmaması itibariyle sağlıklı bir format değil. Tam da bu sebeplerden ötürü sergi öncesi ve sonrasında gerçekleşen iletişimin yapısı ve taleplerimizi dillendirme biçimlerimiz sağlıklı olmuyor. Doğru bir süreçte; karşılıklı olarak önce yazılı ve görsel kayıt tutulmalı, hukuki bir bağlayıcılığı olan yazılı formatlar üzerinde karşılıklı imza atılmalı, email aracılığı ile ortaklaşılan iş tasdiklenmeli ve kopyalar karşılıklı olarak saklanmalıdır. Yapılması gereken anlaşmalar ise; konsinye anlaşması, konsinyenin içerisinde bulunmuyorsa potansiyel bir satış durumunu kapsayan bir anlaşma, telif haklarına ilişkin bir anlaşma, çoğaltım ve dağıtımla ilgili bir anlaşmaya ek olarak sigorta anlaşması ve lojistikle birlikte depolama şartlarıyla ilgili anlaşmalar yapılabilir.

Jay Rechsteiner, Galeriler için açık çağrı.jpg

Jay Rechsteiner, Galeriler için açık çağrı.

Noor Abuarafeh, Son Müze_ Bütün Müzelerin Müzesi.jpg

Noor Abuarafeh, Son Müze: Bütün Müzelerin Müzesi

Tehching Hsieh, Bir yıllık performans_ Sanat Yok, 1980–1981.png

Tehching Hsieh, Bir yıllık performans: Sanat Yok, 1980–1981

PARK

bottom of page