top of page

'Bir şeylerin ne zaman geleceğini benim seçmiyor olmam güzel geliyor ve asıl yapmam gereken şeyin de, gelebilmeleri için uygun koşulları yaratmaya çalışmak olduğunu düşünüyorum.'
Zeynep Yılmaz

IMG_6519 copy.JPG
DSCF4316 copy.JPEG
IMG_2970 copy.JPG

Sizce sanatçı kimdir? Bir sanatçı olarak kişisel kimliğiniz eserlerinize ne kadar yansıyor? Özellikle cinsiyet, sınıf ve kültürel geçmişiniz eserlerinizi nasıl etkiliyor?

Sanatçılık bana her şeyden öte bir davranışlar bütünü gibi geliyor. Tekil varoluşumuza zemin oluşturan pratiklerin, inançların, söylemlerin, tezatların, hislerin ve elbette ki bunların dışarıya çarpınca oluşturduklarının iyi bir gözlemcisi olup onları işleme istenci duyma hali gibi. Bunu bir refleks olarak ancak böyle yapabilmek gibi. Haliyle bana dair şeyler; yaptığım şeyleri içeriyor ve yaptığım şeyler bana dair şeyleri içeriyor.

2

Üretmek sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor? Her an içinizde bir şey yapmalıyım hissi taşıyanlardan mısınız? Eğer taşıyorsanız bununla nasıl baş ediyorsunuz?

Üretim farklı bağlamlar için farklı gözüken bir eylem olabiliyor sanki. Gündelik ve sezgisel şeyleri de daha entelektüel veya zihinsel şeyleri de eritiyoruz sonuçta üretim için. Her an bir şey yapmalıyım hissi bende yok. Ama her an bir defter ve kalem var yanımda. Bir şeylerin ne zaman geleceğini benim seçmiyor olmam güzel geliyor ve asıl yapmam gereken şeyin de, gelebilmeleri için uygun koşulları yaratmaya çalışmak olduğunu düşünüyorum. 

3

İzleyiciyle kurduğunuz ilişki sizin için ne ifade ediyor?

İzleyiciyle yoğun bir ilişkim var bence. Ama ne tam üretim ne de tam izleme aşamasında. Ben de kestiremiyorum. Performans için kaçınılmaz bir unsur izleyici, işin önemli değişkenlerinden biri hatta. Yazı ve şiirde de biraz böyle ama orada en azından yapılmış bitmiş gibi duran bir şeyi izleyicilerin önüne seriyorsunuz. Yine de izleyici her zaman aklımın bir köşesinde, işi oluştururken parametrelerimi etkiler bir halden ziyade, yaptıklarımla karşılaşacak olması noktasında.

4

Sosyal medyada kendi temsilinizi yaratmakla ilgili neler düşünüyorsunuz? Bunun zorlayıcı tarafları var mi sizce? 

Teknolojik araçlarla aramın pek iyi olduğu söylenemez, eğer sosyal medyayı da böyle değerlendirirsek tabii. Önceki soruda da dediğim gibi eğer bana dair şeyler yaptığım şeyleri içeriyorsa ve tersi, sosyal medyayı da olası bir temsiliyet mekanı olarak görmeden edemiyorum. Zorlayıcı tarafı kesinlikle günümüz algoritmaları. En güzel şiir bile 3 beğeni alabiliyor. Kendi şiirimden bahsetmiyorum elbette ki, metin şeklindeki gönderilerin genel havuzda bulduğu yere dair söylüyorum. Bazen spoken-word reels’lar çekmem gerektiğine kadar inandırıyorum kendimi. Sonra geri dönüyorum oradan.

5

Sanatınızı kamusal alana taşıdığınızda, hedef kitlenizin algısının değiştiğini düşünüyor musunuz? Sanat galerileri ve müzelerle kamusal alan arasındaki fark sizce nedir?

Yaptıklarımı hali hazırda kamusal görüyorum. Somut düzleme bakarsak kamusal alana yerleştirdiğim işler, sokak okumalarım veya performanslarım var. Ama bireysel olanı deştiğimiz için bunun kamusal olandaki karşılığının da kaçınılmaz bir yeri olduğunu düşünüyorum. Mevzu kamusal olacak olanı algı değiştirme, fırsat yaratma veya riskli alma güdüleriyle yapmaktan geçmiyor gibi. Galeri ve müzeler bu anlamda enteresan yerler. Kamusal alandan sayılmıyorlar sanırım.

6

Sanatta sansür hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce sakıncalı sanat diye birşey var mıdır?

Bu epey uzunca deşilecek bir mevzu. Sansürün hangi kişi veya yapı tarafından uygulandığında göre değişkenlik gösterebilir diye düşünüyorum. Elbette ki her ket vuruş en temelde düşüncenin ve hislerin yapısına ters. Sanatçı kendine karşı bir şeyleri sansürlemediği sürece içinde bulunduğu koşullara “uygun" söyleyiş biçimleri bulabilme yolunu veya ihtimallerini de ilginç buluyorum. Sakıncalı sanattan öte sakıncalı insanlar ve inanç sistemleri var bence. Sanat yoksa niye sakıncalı olsun. Yani olabilir de aslında, nasıl olsa gönülleri özellikle hoş tutmaya çalışmıyoruz.

7

Kendinize otosansür uyguladığınızı hissediyor musunuz ve evet ise bununla nasıl bir ilişki kuruyorsunuz? Otosansürün sizin içinde oluşturduğu iktidara karşı bir tavır geliştirmeyi önemsiyor musunuz? 

Bence uyguluyorum. Uyguladığım gerçeğini de yalnızca bir eylem olarak ele alıyorum. “Otosansür uygulamak yanlış” gibi bir inanç yerine uyguladığımı gözlemliyorsam neden buna ihtiyaç duyduğumu anlamaya çalışıyorum. Oradan da yeni bir şey çıkıyor ve zamanla otosansür duvarları yıkılıyor, yenileri yapılıyor.

8

İşlerinizden herhangi birini takas etmek isteyebileceğiniz, işlerini sevdiğiniz bir günümüz sanatçısı var mı?

Yakın zamanda bez veya kağıt üzeri pastel çalışmaya başladım. Keza edisyonlu ufak yayınlarımın da sayısı arttı. İşlerim metin ve performanstan geldiğinden, takas edilebilecek şeyleri yeni yeni yapmaya başladım. O yüzden de çok tatlı geliyor ve yapıyorum. Gerçi öteden beri yazdığım mektuplar takas sayılmasa da birilerine verdiğim yazılar veya şiirler oldu, bazen gece barda tüm masaya şiir okumak iyi bir takas gibi geliyor, henüz karşılığında bir şey almadım. Sevgili dostum ressam Poznihal Yaldız ile mütemadi bir takas içindeyiz, hem işlerimiz hem emeğimiz hem zamanımız nezdinde. Ek olarak Zeynep Beler veya Can Küçük ile takas yapmayı çok isterim.

041A4691 copy.JPG
_DSC4495-Enhanced-NR copy.jpg

PARK

bottom of page